Merhaba sayın ziyaretçi, forumumuzdan tam anlamıyla yararlanabilmek ve bize destek olmak adına sadece 30 saniyenizi ayırarak forumumuza üye olabilirsiniz. Üyelik işlemini gerçekleştirmek için lütfen buraya tıklayın. Teşekkür ederiz.

Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Sengoku Dönemi (戦国時代) (1493-1590)
#1
Japonya Muharip Devletler Dönemi (1493-1590)
(Sengoku Jidai 1493-1590)



[Resim: fileSLYB76MK.jpg]




Döneme Dair Ön Bilgiler
 
    Japonya iç savaş dönemi olan Muharip Devletler Dönemi, Japonca adıyla Sengoku Jidai, 1493-1590 yılları arasında gerçekleşmiş ve Japonya’nın en çalkantılı değişim dönemini temsil etmiştir. Dönem, Kyoto'daki merkezi otoritelerin kademeli olarak kontrol kaybından doğmuş, Japonya'nın Toyotomi Hideyoshi altında birleşmesiyle sona ermiştir. Savaş yüz yıl kadar sürmüş olsa da dönemin meydana getirdiği karışıklıklar 1603’teki Tokugawa Şogunluğu kurulana dek nihayete erememiştir. Muharip Devletler Dönemi, adını Çin’de meydana gelmiş olan benzer bir savaş dönemi olan Zhànguó Shídài’den almaktadır. Bu dönem, Japonya için adeta bir dönüm noktasıdır. Bu savaş ve iç çekişmeler dönemi sırasında şogunların güçleri zayıflamış ve bu güç, bölgesel lortların eline geçmiştir. Bu dönem sadece askeri ve politik açıdan değil aynı zamanda kültürel anlamda, özellikle de Zen kültürü etkisi ve Batılıların adaya gelişiyle, değişimlerin görüldüğü bir dönemdir.


Dönemin Doğuşu ve Döneme Genel Bakış
     Sengoku dönemi, ancak 1336'dan 1573'e kadar uzanan Muromachi dönemi bağlamında anlaşılabilir. Muromachi dönemi, Kyoto'da Muromachi bakufu için şogun olarak veya şogunluk olarak hizmet vermiş Ashikaga ailesinin yönetimiyle tanımlanmaktadır. Muromachi dönemi, farklı olayları işaret eden iki alt dönem barındırmaktadır: Nanbokuchō dönemi (1336-1392) ve Sengoku dönemi (1493-1590). 1467'den 1477'ye kadar, Ōnin-Bunmei Savaşı (Ōnin-Bunmei no ran), eski başkent Kyoto ve çevresinde şiddetle devam etmiş, Muromachi bakufu için sonun başlangıcını işaret etmiştir. Bu çatışma, Muromachi bakufu aracılığıyla hüküm süren sekizinci şogun olan Ashikaga Yoshimasa'nın saltanatı sırasında birkaç etkili klanın iktidar için rekabet etmesiyle patlak vermiştir. Hosokawa Katsumoto liderliğindeki doğu ordusu, Yamana Sōzen komutasındaki batı ordusuna karşı savaşmış; şiddetli ve uzun süren savaşlar, içerdiği siyasi, kültürel ve sosyal düzen bir yana, Kyoto'nun geniş çapta yıkımına yol açmıştır. Kyoto'da baş gösteren şiddet ve anlaşmazlık, Japonya'nın birçok bölgesini sarmıştır. Bakufu merkezi bir otorite olarak işlev görmeye devam ederken, çatışmalar kendisine gelen desteği sarsmış, yönetim sistemi 1490 yılı civarlarında çözülmeye başlamıştır.1493'te Meio Siyasi Olayı (Meiō no seihen) olarak bilinen bir olay Sengoku dönemini başlatmıştır. Bu olay, Hosokawa Masamoto, kanrei veya şogun yardımcısı tarafından yönetilen onuncu şogun olan Ashikaga Yoshiki'ye karşı bir darbedir. Yoshiki, 1490'da dokuzuncu şogun olan Ashikaga Yoshihisa'nın yerine, neredeyse kırk yıldır iktidardaki ailede etkili bir figür olan teyzesi Hino Tomiko'nun desteğiyle geçmiştir. Bu arada Masamoto, Yoshiki ve babası Ashikaga Yoshimi'ye karşı çıkmış, onun yerine Yoshiki'nin kuzeni Ashikaga Yoshizumi'nin şogun olmasını desteklemiştir. Masamoto, Yoshiki'nin daimyonun Kawachi Eyaletindeki Rokkaku klanı ve Hatakeyama Yoshitoyo'ya karşı büyük askeri seferlere katılma emrine karşı çıkmıştır. Masamoto daha sonra Yoshiki'yi görevden almış ve on birinci şogun olarak Yoshizumi'yi getirmiştir. Bu, Ashikaga ailesini bölmüş; Kyoto'daki yetkililerin yanı sıra shugo ya da eyalet temsilcileri olarak görev yapan askeri valiler tarafından kontrolün kaybedilmesine yol açmıştır. 1568'de Oda Nobunaga ve ordusunun Kyoto'ya zafer yürüyüşü, ardından 1573'te 15. şogun Ashikaga Yoshiaki'nin devrilmesi Muromachi döneminin sonu ve Azuchi-Momoyama döneminin başlangıcı olarak tarihe geçmiştir. Sengoku dönemi, Japonya'nın 1590'da Toyotomi Hideyoshi altında birleşmesiyle sona ermiştir. Azuchi-Momoyama dönemi (1573-1603), Sengoku dönemiyle kısmen örtüşür ve Japonya'nın Tokugawa Ieyasu tarafından yeniden birleşmesi ile sona erer. Bölgesel düzeyde, Sengoku döneminin başlangıcına tekabül eden yıl, yerel olaylar temelinde değişiklik gösterdiği ve bir bölgenin tekil bir otoriteye tabi olduğu yılda sona erdiği anlaşılabilir. Kinai Bölgesi için, dönem 1493'te Meio Siyasi Olayı ile başlamış ve Oda Nobunaga'nın Kyoto'ya yürüyüşü ve 1568'de Ashikaga Yoshiaki'nin şogun olarak başa geçmesiyle sona ermiştir. Kanto'da, Sengoku dönemi 1455'te beşinci Kamakura kubō Ashikaga Shigeuji'nin Kanto kanreisi olan Uesugi Noritada'ya suikast düzenlemesiyle başlamıştır. Kyotoku Çatışması (Kyōtoku no ran) olarak bilinen sonraki çatışma, yirmi sekiz yıl boyunca devam etmiştir. Sengoku dönemi, 1590'da Toyotomi Hideyoshi'nin güçleri tarafından Odawara'nın fethi ile sona ermiştir. Tohoku Bölgesi'nde, dönem 1438'de Kamakura valiliğinin Mutsu ve Dewa eyaletlerinin kontrolünü kaybettiği bir olay olan Eikyo Çatışması (Eikyō no ran) ile başlamıştır. Dönem, 1590'da Toyotomi Hideyoshi’nin tertiplediği Oushu İnfazı (Ōshū shioki) olarak bilinen bir olayda bu iller üzerinde kontrolün dayatılmasıyla sona ermiştir.


Sengoku Dönemine Ait Bazı Önemli Tarihsel Olaylar

1467-77: Onin Savaşı, iktidara geçecek olan şogunun kim olacağının belirlenmesi amacıyla çıkarılmıştır. Şogunun tüm kontrolü kaybetmesiyle daimyolar taraf tutar. Bu süre zarfında daimyolar; diğer daimyolar, asi köylüler ve Budist keşişlerden oluşan Japonya’nın dört bir yanındaki yüzlerce bağımsız devlete hükmetmiştir. Her bağımsız devlet kendi ordusunu kurmuştur.

1543: Bir Çin gemisi rotasından çıkmış, Japonya'ya kıyısına demir atmıştır. Gemide bulunan üç Portekizli tüccar, Japonya'ya ayak basan ilk Avrupalılar olmuştur. Gelişleriyle birlikte Japonya'nın barut ve ateşli silahlarla tanışması gerçekleşmiştir.

1548: Matsudaira klanı komşu Oda klanının büyük gövde gösterisi sırasında saldırıya uğramıştır. Matsudaira hayatta kalmak amacıyla Matsudaira varisi Matsudaira Motoyasu'nun tediye amaçlı Imigawa topraklarına götürülmesini şart koşan Imigawa ile ittifak kurmaya çalışmıştır. Imıgawa topraklarına giderken onun yerine Motosuya, Oda güçleri tarafından esir alınmıştır. ,

1556: Son 8 yılda Oda'nın daimyosu ve Matsudaira'nın eski önderi hayatını kaybetmiştir. Imigawa güçleri Matsudaira Motoyasu'yu yeniden ele geçirip Matsudaira klanının başı olarak yetiştirirken, Imigawa ve Matsudaira güçleri de Oda topraklarını işgal etmiştir. Tam her şey bitti derken yeni daimyo Oda Nabunaga, Imagawa'nın başını ve kuvvetlerinin çoğunu etkili bir şekilde öldürecek ustaca bir planı uygulamaya koymuştur. Yıkıcı kaybın ardından Matsudaira Motoyasu, Oda Nabunaga ile güçlerini birleştirmeye karar vermiştir. Bu savaştan sonra Matsudaira Motoyasu’nun kendisi Tokugawa Ieyasu, klanı da Tokugawa klanı olmuştur.

1561: Imigawa'nın yıkılmasının ardından, Oda Nabunaga, kız kardeşini Azai'nin başıyla evlendirerek yeni kazandığı gücü pekiştirmeye başlamış; Saito'nun başı olan kayınpederi ile ittifak kurmaya çalışmıştır. Saito ve Azai, Oda ile başkent Kyoto arasındaki bölgeyi yöneten iki klandı. Ancak herhangi bir anlaşma yapılmadan önce, Saito'nun oğlu babasını devirerek daimyo Saito Yoshitatsu olmuştur. Yoshitatsu, Nobunaga ile ittifakı reddetmiştir. Bu süre zarfında Nabunaga, Toyotomi Hideyoshi'yi sandalet taşıyıcısı olarak almıştır. 1561 yılında Nabunaga, Saito topraklarını işgal etmeye başlamıştır.

1563: Üç yıllık savaşın ardından Oda Nabunaga ilerleme kaydetmiştir ancak Saito topraklarını tamamen ele geçirememiştir. Nabunaga, kaba kuvvetten fazlasını gerektirdiğinden, kozu Toyotomi Hideyoshi'yi ortaya koymuştur. Hideyoshi, diplomasideki kabiliyetlerini Saito’nun çoğu hizmetkârını kendisine karşı düşman edip Saito’nun güçlerini, Saito’ya karşı hakimiyet kurmak ve kazanmak amacıyla tek bir şey kalacak şekilde zayıflatmak için kullanmıştır. Saito'nun son kalesinin gölgesinde Hideyoshi, Nabunaga'nın isteği üzerine kendi kalesini inşa etmiştir ve ardından Saito kalesine sızmak için az sayıda adam kullanmıştır. Bu başarılı saldırıdan sonra, Saito artık yok olmuş ve Hideyoshi'ye kendi topraklarının efendisi olsun diye topraklarının bir kısmı hediye edilmiştir. Yine de elbette Nabunaga’nın egemenliği altında kalmıştır.

1568: Kardeşi öldürüldükten sonra Kyoto'dan atılan Ashikaga Yoshiaki, şogun olarak hak ettiği mevkiiyi geri almak için Oda Nabunaga'dan yardım istemiştir. Nabunaga kabul etmiş ve Kyoto'ya yürüyerek sahte şogunu devirmiştir. Her şey çok mükemmel görünürken, Yoshiaki aslında şogun olamayacağını ve Oda Nabunaga'nın kendisini kukla olarak kullanmaya çalıştığını anlamış ve ilişkiler gerilmiştir.

1570: Asakura Yoshikage, Oda Nobunaga'dan gizlice gönderilen şogun çağrısını reddeder. Aleni görevden alınmaları Nabunaga’nın kendilerini hain olarak addetmesine olanak sağlamış ve resmen savaş ilan edilmiştir. Oda Nabunaga, Azai topraklarından Asakura'nın topraklarına yürümüş ancak pozisyon aldıklarında Azailer isyan etmiş ve Asakura’ya katılmışlardır. Nabunaga sayıca azdır, ancak uşaklarının yardımıyla güçlerini bölmüş ve geri çekilmiştir. Hayatına kastedilmiş, ancak Nobunaga'ya açılan ateşte kurşunlar kendisine değil zırhına saplanmıştır. Oda Nabunaga, Kyoto'ya geri dönmeyi ve güçlerini toplamayı başarmış; Toyatoma Hideyoshi ve Tokugawa Ieyasu'nun birleşik güçlerini kullanarak, Azai topraklarına geri dönmüş ve müthiş bir zafer elde ederek onları Kyoto'ya geri çekilerek toparlanmaya zorlamışlardır. Daha önce Oda Nabunaga tarafından Kyoto'dan kovulan Miyoshi klanı, bu fırsatı değerlendirerek Ishiyami Hogan-ji adlı tapınak kalesinde tutulan Ikkoikkilerle güçlerini birleştirmiştir. Nobunaga kuvvetleri kuşatma altına almayı başarmış ancak kaleyi alamamıştır. Yenilgilerinin ardından toparlanan Azai ve Asakura, durağan haldeki Oda kuvvetlerinin saldırıya geçtiğini görünce Enryaku-ji'nin savaşçı keşişleriyle ittifak kurmuştur.

1571: Oda Nabunaga isteksizce Azai ve Asakura ile barış yapmıştır. Nabunaga, Enryaku-ji'den gelen keşişlerle ilgilenmeye karar vermiş, Hiei Dağı'nda oturdukları tapınaklarını kuşatmıştır. Oda güçleri dağı çevrelemiş ve ağaçlıklı alanı ateşe vermiştir. Yangın, dağı zirveye kadar yakmış ve tapınağı yok ederek içindeki herkesi kaçmaya zorlamıştır. Nabunaga, askerlerine kaçan her erkek, kadın ve çocuğu öldürmelerini emretmiştir. Orada yaşayanlar katledildikten sonra, Nabunaga ve güçleri Asakura ve Azai'ye karşı harekâtlarına devam etmiştir.

1572: Takeda Shingen, Ashikaga Yoshiaki'nin emriyle, muharip devletleri görmüş ve Tokugawa'nın anavatanı olan Mikawa üzerinden Kyoto'ya doğru yol almaya karar vermiştir. Ieyasu ile meydana gelen ani muharebe sebebiyle, Tokugawa Kalesine geri döndüklerinde elinde sadece beş adam kalmıştır. Ancak bu yetersiz sayılar ve iyi bir planla Ieyasu, Takeda'yı korkutmayı başarmıştır.

1573: Takeda Shingen Mikawa'yı tam anlamıyla ortadan kaldırmak için bir fırsat yakalamış ancak ufak çaplı bir kale kuşatması sırasında şans eseri Takeda Shingen vurulmuş ve Takeda kendisinden daha az yetenekli olan oğlu Takeda Katsuyori'ye kalmıştır. Takeda Katsuyori küçük bir kale olan Nagashino'yu kuşatmıştır. Burada garnizon mümkün olduğu kadar uzun süre dayanmak için geri çekilmek zorunda kalmıştır. Yumurta kapıya dayanınca Nabunaga ve güçleri gelmiş; Takeda güçlerini kendi iç vilayetlerine geri dönmeye zorlayarak yok edebilecekleri sırada tam her şey son buldu derken Takeda, rakipleri Uesugi ve Ishiyama Hogan-ji'nin savaşçı keşişleri ile ittifak kurmuştur.

Askeri Hususlar
     Sengoku döneminde klanlar sürekli savaş halinde olmasalar da, rakipler arasındaki anlaşmazlıkların çözülmesi anlamında askeri güçlere başvurulmuş; klanlar bu amaçla askeri hazırlıklarının organizasyonu, bakımı ve geliştirmesi yönünden dikkatlerini silahlanmaya yöneltmişlerdir. Sengoku daimyo ve yerel nüfuzlu klanlarla başlayan bu bakış açısı, dini gruplara ve özerk kuruluşlara da yayılmıştır. Dini gruplar, keşiş-asker saflarını korumuş; savaş üsleri olarak hizmet etmesi amacıyla tapınakları inşa etmiş ve işletmişlerdir. Bu arada, yerel vatandaşların özerk organları; savunma amaçlı kuleler, çitler ve hendekler inşa etmiş ve kendi adlarına paralı asker olarak hizmet etmeleri için gezgin samurayları görevlendirmiştir. Bu örgütler, gizli Ninja savaşçı gruplarının ortaya çıkması gibi benzersiz askeri taktikler geliştirmiştir. Soyluların bir alt grubu bile, yalnızca kendini savunma amaçlı olmayan askeri faaliyetlere katılmış; toplumun birçok sınıfı, güç tehditlerine direnmek için çaba sarf etmiştir. Askeri meseleler içerisinde bahsi geçen samuray konusu ayrı bir önem arz etmektedir. Bu dönemde her anlamda samuraylar kullanılmış olsa da köylü samuraylar ve kadın samuraylar için ayrı bir başlık açılması gerekmektedir.

Köylü Samuraylar ve Onna-Bugeishalar
     Savaş alanında karşıt güçlerle savaşan, bushi olarak bilinen halk kesiminden samurayların da bu çatışmalardan sonra sık sık insanları soyduğu ve mülklerini yağmaladıkları bilinmektedir. Bunlar arasında evleri ateşe verme, ekinleri kesme ve köylüleri ve kasaba halkını kaçırıp köleleştirmek de yer almaktaydı. Piyade olarak askere alınan köylüler liyakat esasına dayanarak alınmıyordu ve bir bushoyu öldürmek kolay bir iş değildi. Morallerinin bozulmaması için daimyo, askerlerinin yağmalamasına dolaylı olarak izin vermekte ve hatta bunu teşvik etmekteydi. Uesugi Kenshin (eski adıyla Nagao Kagetora) diğer eyaletlere konuşlandırmayı aktif olarak planlamış ve bunların kısa veya uzun seferler için olup olmadığına bakmaksızın kış mevsiminde gerçekleştirmiştir. Bu, askerlerin kendi memleketi Echigo'daki zorluklardan kaçınırken diğer bölgelerde kendi ihtiyaçlarını gidermek için fırsatlar yaratmak adına yapılmış olabilme ihtimalini taşımaktaydı. Yakalanan insanların, Hıristiyan misyonerler aracılığıyla denizaşırı ülkelere satılması da dahil olmak üzere birçok yerde yağma ve köleleştirme kayıtları da mevcuttur. Bu koşullar, Toyotomi Hideyoshi'nin 1587'de tüm Hıristiyan misyonerlerinin sınır dışı edilmesi ve Hıristiyan dininin yasaklanmasına yönelik emir vermesine yol açmıştır. Savaşların ardından meydana gelen yağmanın dışında, rakip daimyonun ekonomik nüfuzunu azaltma stratejisinin bir parçası olarak taşralı komşular arasında mahsullerin kesilmesi yoluna da gidilmiştir. Erkekler kadar adı geçmese de varlık gösteren kadın samuraylara da bir parantez açmakta fayda vardır. Bu dönemde Onna-Bugeisha olarak bilinen kadın savaşçıların imajı önemli ölçüde değişmiştir. Japonya'daki kadın nüfusun statüsü, Neo-Konfüçyüs felsefesiyle değişim göstermiştir. Bu dönemde Onna-Bugeisha genellikle soyluların, generallerin ve savaş ağalarının eşleri veya kızlarından oluşmuştur. Bir zamanlar samuray olan erkekler artık İmparatorluğun hiyerarşisinde basit bürokratlar haline gelmiş ve ailelerine mensup kadınlar ağır kısıtlamalara maruz kalmıştır.

Kültür
     Sengoku döneminin başlarında Kitayama, Higashiyama ve Zen Budizm kültürlerinin etkisi görülmüştür. Gekokujo olarak bilinen daha üst yetkililerin mevkilerinin gasp edilmesi de Sengoku dönemindeki kültürü etkilemiş, kademeli olarak Momoya kültürünün parlamasına zemin hazırlamıştır. Zen düşüncesinden esinlenen ve wabi-sabi olarak bilinen bir estetik anlayışı kapsamında Sen-no-Rikyū adlı çay ustası tarafından takdim edilen bir çay törenini ve Toyotomi Hideyoshi tarafından tasarlanan olağanüstü güzelliğe sahip altından çay evi, bugüne kadar bile Japon kültürü üzerinde kayda değer bir etki yaratmaktadır.

Zen Kültürünün Japonya’da Gelişimi
     Güç mücadelelerinin yanı sıra Sengoku dönemi kültürel patlamanın yaşandığı dönem olarak addedilmiştir. Gümüş köşk olan Ginkakuji, Higashiyama bunka hareketi ("doğu dağlarının kültürü") içinde inşa edilmiştir. Tüm yapılara eşlik eden kuru bahçeler ( karesansui, " kare ": bitki elementleri; " san ": dağlar; " sui ": su) 1499'da Kyoto'da oluşturulan Ryoanji modeli ile Zen'in etkisi altında zirveye ulaşmıştır. Japon kültürünün bir diğer büyük unsuru da kuralları Sen no Rikyu (1522-1591) tarafından yazılan çay töreni olan chanoyu etrafında gelişmiştir. Uyum, saygı, saflık ve huzur ile karakterize edilmektedir. Estetiği, Budistlerin wabi ve sabi kavramlarından esinlenilmiştir. Sengoku dönemindeki sanatçılar arasında ise, Sesshū, Sesson, Tosa grubundan Tosa Mitsunobu, Kanō grubundan Kanō Motonobu ve Hasegawa Tōhaku yer almaktadır. Muromachi döneminden itibaren, belli bazı bushōlar kültürel sanatlara ilgi duymuştur. Toki Yoriaki ve Takeda Nobukado, sanatsal değerleriyle tanınan eserler üretmiştir.

İlk Batılıların Japonya’ya Gelişi
     Son olarak, Japonya'nın en önemli dönüm noktalarından birini Sengoku Jidai döneminde Batılıların gelişiyle yaşamıştır. Olaylar şu şekilde gelişmiştir: Yaklaşan bir fırtına gören Portekizli bir gemi Japonya'ya sığınır. Büyük bir göç ve ticaret dalgasının başlangıcı olan zamanlardır. Çin seferi sırasında Marco Polo, o zamanlar Japonya olarak adlandırılan "Cipango"nun altınla kaplandığını duyar. 1584'te İspanyollar da gelir ve doğrudan Japonlarla ticaret yaparlar. Avrupa ülkeleriyle bu temaslar göz ardı edilemeyecek gibidir. Ekmek ve şarap gibi yeni yiyecekler Japonya’ya giriş yapar. Gözlükler, saatler ve anatominin yanı sıra tıp ilmi ile de tanışırlar. Böylece yabancı gemiler bu sırada güney şehirlerinin limanlarına, Kyushu'ya, özellikle Hirado, Funai, Kagoshima'ya, daha sonra 1571'den itibaren esas olarak Nagazaki'ye geldi. Batının izleri bu dönemde villalar ve kiliseler aracılığıyla bu şehirde belirgin şekilde görülür. Aynı zamanda bu dönem, ilk Hıristiyan misyonerlerin Japonya'ya geldiği zamandır. Daimyolar da dahil olmak üzere birçok Japon daha sonra din değiştirmiştir. 16. yy’ın başlarında, Japonya'da yaklaşık 700.000 Hıristiyan olduğu tahmin edilmektedir. Ardından Japonya'nın ikinci birleştiricisi Toyotomi Hideyoshi misyonerleri yasaklamaya karar vermiş, 1613'ten itibaren Hristiyanlık yasaklanmıştır. Yabancıların gelişi, Sengoku döneminin sonuna ve Azuchi-Momoyama döneminin (1573-1603) başlangıcına tekabül etmektedir.

Din
     En önde gelen dini gruplar arasında Nichiren mezhebi (Mahayana Budizminin bir kolu) ve Jōdo shinshū mezhebi (Mahayana Budizm'inin bir kolu) bulunmaktaydı. Toplumda karamsarlığın yaygınlığı ve kurtuluş ihtiyacı; ölümden sonraki yaşam arzusu da dahil olmak üzere, güçlü şekilde müritleri dine yöneltmiştir. Bu arada, İspanya ve Portekiz'den gelen Cizvit misyonerlerin benimsemiş olduğu Katolik inancı da belli başlı bölgelerde sınırlı da olsa yayılım göstermiştir. Asuka döneminde (538 ila 710) Budizm'in Japonya'ya girişinden itibaren, yerli Şinto dini ile Budizm'in yerel uyarlamasının kaynaşmasına dayanan Şinto ve Budist tanrılarına koyu şekilde inananlar mevcuttu. Sengoku döneminde, İlahi takdir kavramları, Tanrı’nın iradesine tabi olmayı kabul etme anlayışı busho arasında yayılmıştır. Bu, Japonya'da Budizm, Konfüçyüsçülük ve Şintoizm'den kaynaklanan çok tanrılı inançlarının kesişerek üniter bir din yapısının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu inançlar hem askeri sınıf hem de sıradan insanlar arasında tutulmuş ve Japon toplumuna derinden nüfuz etmiştir.
Hazırlayan ve Çeviren: Mümine A. 
 
Kaynakça
Barthell, William. “Sengoku Period” Linki görebilmek için giriş yapmanız ya da üye olmanız gerekir. 
The Sengoku period (1477 - 1573) Linki görebilmek için giriş yapmanız ya da üye olmanız gerekir. (10.04.2022) 
Hartley, Victoria., Connelie Thomas (2020) “Japan In Chaos: Sengoku Period” s. 3-4 Linki görebilmek için giriş yapmanız ya da üye olmanız gerekir. 
Nakasendoway “The Warring States Period” Linki görebilmek için giriş yapmanız ya da üye olmanız gerekir. (10.04.2022)
[Resim: qhlECOv.jpg]
[-] 2 üye bu mesaja teşekkür etti:
  • Toruga, ~Haruna~
Cevapla


Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
  Muromachi Dönemi (室町時代) (1336-1573) Bessie. 0 647 10-01-2020, Saat:03:27 PM
Son Yorum: Bessie.
  Nara Dönemi (奈良時代) (710-794) Bessie. 1 4,146 04-12-2016, Saat:10:47 PM
Son Yorum: ありがとうございます
  Jōmon Dönemi (縄文時代 ) (M.Ö. 13000-M.Ö. 300) Frannie 1 3,740 04-12-2016, Saat:10:46 PM
Son Yorum: ありがとうございます
  Heian Dönemi (平安時代 ) (794-1185) Salamander 1 2,257 11-01-2015, Saat:04:06 PM
Son Yorum: Hiken
  Edo Dönemi (江戸時代) (1603-1867) Bessie. 0 2,960 03-12-2014, Saat:12:29 PM
Son Yorum: Bessie.
  Yayoi Dönemi (弥生時代) (M.Ö. 300 - M.S. 300) Frannie 0 2,795 04-06-2013, Saat:07:16 PM
Son Yorum: Frannie

Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi