08-13-2017, Saat:11:45 PM
Nedense bu akşam içimi dökesim geldi. Aslında içini dökmenin bir mantığı yok. Sonuçta içimi döktükten sonra hiçbir şey değişmeyecek, öyleyse bu mantıksızlığı niye yapıyorum. İnanın bir bilsem, size de anlatabilsem...
Üniversiteye ailemin zoruyla gittim. Ya da daha doğru bir tabirle gönülleri olsun; konu komşuya, eşe dosta, akrabaya ''Bizimde evladımız üniversiteli'' desinler diye girdim. Kısaca, kendim için değil, onlar için yaptım. Tabi aileniz dahi olsa başkası için bir şeyler yapıyorsanız bir yerden sonra yılgınlık geliyor. İster istemez şunu düşünüyor insan ''Ulan! Ben burada ne yapıyorum?''
Bende de böyle oldu işte. Öğrenim hayatıma son verdim. İş hayatına geçtim. İş hayatına geçtim dediysem de öyle, hiçbir zaman düzenli bir işte çalışmadım. Bir iki aylık kısa kısa işlerdi hepsi. Tembellikten çalışmadığımı düşüneceksiniz. Hiçte öyle değil tembellikten ve aymazlıktan çalışmamazlık etmedim. Girdiğim her işte en disiplinli ben çalıştım. Öyle ki patron bu yüzden ilk beni kovdu. Gülünecek bir durum değil ama buna çok gülüyorum. Çünkü bu ülkede işinizi layıkıyla yaparsanız ve kimseye eyvallah etmezseniz kapı dışarı ediliyorsunuz. Gelgelelim işe ihtiyaç duymuyorum. Neden mi? Paraya ihtiyaç duymuyorum. Param olsa bile öylece duruyor, tutumluktan değil, harcıyacak bir yerim yok. Bir isteğim, heves ettiğim hiçbir şey yok. Günler geçtikçe sona yaklaştığımı hissediyorum. Belki de gittikçe son bana yaklaşıyordur. Zira ben her daim aynı yerimde oturup duruyorum. İnsan sonunun yakın olduğu düşününce bir nevi özgürleşiyor. Eğer ki bir daha dünyaya gelirsem şarap olmak isterim. Kimbilir, belki de yıllar geçtikçe bizim için de güzelleşirdi.
Üniversiteye ailemin zoruyla gittim. Ya da daha doğru bir tabirle gönülleri olsun; konu komşuya, eşe dosta, akrabaya ''Bizimde evladımız üniversiteli'' desinler diye girdim. Kısaca, kendim için değil, onlar için yaptım. Tabi aileniz dahi olsa başkası için bir şeyler yapıyorsanız bir yerden sonra yılgınlık geliyor. İster istemez şunu düşünüyor insan ''Ulan! Ben burada ne yapıyorum?''
Bende de böyle oldu işte. Öğrenim hayatıma son verdim. İş hayatına geçtim. İş hayatına geçtim dediysem de öyle, hiçbir zaman düzenli bir işte çalışmadım. Bir iki aylık kısa kısa işlerdi hepsi. Tembellikten çalışmadığımı düşüneceksiniz. Hiçte öyle değil tembellikten ve aymazlıktan çalışmamazlık etmedim. Girdiğim her işte en disiplinli ben çalıştım. Öyle ki patron bu yüzden ilk beni kovdu. Gülünecek bir durum değil ama buna çok gülüyorum. Çünkü bu ülkede işinizi layıkıyla yaparsanız ve kimseye eyvallah etmezseniz kapı dışarı ediliyorsunuz. Gelgelelim işe ihtiyaç duymuyorum. Neden mi? Paraya ihtiyaç duymuyorum. Param olsa bile öylece duruyor, tutumluktan değil, harcıyacak bir yerim yok. Bir isteğim, heves ettiğim hiçbir şey yok. Günler geçtikçe sona yaklaştığımı hissediyorum. Belki de gittikçe son bana yaklaşıyordur. Zira ben her daim aynı yerimde oturup duruyorum. İnsan sonunun yakın olduğu düşününce bir nevi özgürleşiyor. Eğer ki bir daha dünyaya gelirsem şarap olmak isterim. Kimbilir, belki de yıllar geçtikçe bizim için de güzelleşirdi.